<%@ Language=VBScript %> TAO VE KONFUCYUS FELSEFELERİ Sayfa 3

 

| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Seferler | Hisler | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |

SAYFA> | 1 | 2 | 3 |   

Konfüçyüs kendisini eski bilgelerin bir devamı ve onların doktrinlerinin bir yaygınlaştırıcısı sayar. Eserlerinde ve öğretilerinde evrenden ayrı bir tanrı her çeşit tensel şekillerden arınmış bir ruh ve bir ahret hayatı kabul ettiğine rastlanmaz. O, sosyal gerçeklere önem veren, her çeşit mistik eğilimlerden uzak bir devrimciye benzer. Kendisini peygamber olarak sunmamış, hiçbir mucizeye değer vermemiş olmasına karşın, O'nun sistemi Çin'de, Çin kültür ve uygarlığına bağlı doğu illerinde dinsel bir değer kazanmış ve kendisi nitelikle yüceltilmiştir.

Konfüçyüsçülük (Confucianisme), Konfüçyüs'ün öğretilerine dayandırılan ve Çin halkının iki bin yıl boyunca sürdürdüğü yaşam biçimi, dünya görüşü, siyasal ideoloji, toplumsal ahlak anlayışı ve bilim geleneğidir. Batılılarca geliştirilen Konfüçyüsçülük teriminin Çincede karşılığı yoktur, Konfüçyüsçülükle ilgili ilk bilgiler Avrupaya Marco Polo (1254-1324) aracılığıyla ulaştı. 17. yy'da Çin'e yerleşen katolik misyonerler Konfüçyüsçülük'ün Batı'da tanınmasını sağladılar, Konfüçyüs adının incedeki özgün biçimi (Kongfuzi)'yi Latinceleştirerek (Confucius) batıya aktardılar. Konfüçyüsçü geleneğin (ikinci bilgesi) olan (Mengzi)'yi de (Mencius) adıyla tanıttılar.

Konfüçyüs'ün, (Lu) vilayetinde bir gezinti yaparken, kendisinden 54 yıl önce doğmuş olan Lao-Tse ile görüştüğü rivayet edilir.

Netice olarak şuraya varabiliriz; Gerek Lao-Tse, gerekse Konfüçyüs, eski Çin geleneklerinden esinlenerek ve daha çok insan ahlakı ve toplum kurallarını öngören ilkeler ve öneriler getirmişlerdir. Diğer din kurucularından farklı olarak doğa üstü ve doğa dışı, yapıcı ve yönetici bir güçten bahsetmemişlerdir. TAO veya GÖKYÜZÜ deyimleri ile tüm doğayı kapsayan, bilinemeyen bir güçten söz etmişlerdir. Metafizik görüşlere ve düşünülere değinmekten gereğince kaçınmışlardır. Tüm Çin felsefesinde de ilk nedeni ya da yaratıcı gücü anlatmak için bir terim yoktur. Tanrı adı da yoktur. Çin'de hiçbir doktrinin vahiy yolu ile geldiği ya da ilham eseri olduğu ileri sürülmemiştir. Kişisel bir tanrı adı üzerinde de bir tartışmaya, incelemeye rastlanılamaz. Çin'de kilise, cami, havra gibi tapınaklar da yoktur. Din ve mezhep çatışmalarının olmayışı ve bütün Çinlilerin Taoizm, Konfüçyanizm ve Budizm gibi muhtelif din anlayışları içinde oldukları halde birbirleri ile çatışmamalarını da kurucularının aynı temelde birleşmiş olmalarında görürüz.

Taoizm ve bundan doğduğuna inanılan Budizm ile Konfüçyanizm arasındaki esas ayrıntıları şöyle açıklamak mümkündür:

Taoizm'de asıl olan Birey'dir. Her şey Birey için, Bireyin mutluluğu İçin yapılmalıdır. Hatta hükümdarlar bile bireyin mutluluğuna uğraşmalıdır. Bireylerin tümünün mutluluğu toplumun da mutluluğu olacaktır. Onun için Bireyler hiçbir çaba harcamamalı, gereksiz bilgi ve isteklerde bulunmamalıdır. Tao onlara her şeyi vermiştir. Onunla yetinmelidir. Hükümdar ve yöneticiler adalet ve sevgi ile onları yönetmelidirler.

Konfüçyanizm'de ise asıl olan Toplum'dur. Toplumun hatta insanlığın mutluluğu için çalışmalıdır. Bireyler toplumu mutlu kılmak için kendilerini eğitmeli ve yakınlarını, ilişkili oldukları kimseleri yüceltmeli ve topluma kazandırmalıdır. Bu onların görevleridir. Bu görev kendilerine doğuştan ve gökyüzünden verilmiştir. Hükümdar ve yöneticiler de Bireyleri toplum içinde topluma yararlı olacak yönde yetiştirmeli ve onları sevgi ile doğruluk ve adaletle yönetmelidirler.

LAO-TSE'NİN DÜŞÜNCELERİ HAKKINDA ÖZDEYİŞLER (VECİZELER):

KONFÜÇYÜS'ÜN DÜŞÜNCELERİ HAKKINDA ÖZDEYİŞLER:

15.06.2003
Fikret Hızlıalp

KAYNAKLAR:

 



 

 SAYFA> | 1 | 2 | 3 |

YUKARI

 

| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Seferler | Hisler | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |