<%@ Language=VBScript %> AHİLİK Sayfa 3

 

| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Turizm | Medya | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |

SAYFA> | 1 | 2 | 3   

Zaviyenin ve yapılan toplantıların da başkanı olan Ahi Babası, secimle başa gelirdi.

Onun buyruklarına, uyarılarına kesinlikle uyulurdu. Bu başkanlar, sultanın ya da emirin bulunmadığı yerlerde oranın bütün yönetim işlerini de üzerlerine alırlar, bu yüzden de buyrukları, yasakları davranışları, ata binişlerindeki protokol kuralları hükümdarlarınkine benzerdi.

Ahilere silah kullanma, ata binme, ok, kılıç, kalkan kullanma gibi askerlik bilgisi, bunları iyi bilen ve kimi koşulları üzerlerinde taşıyan kişilerce verilirdi. Bu dersleri verecek kişide şu deneyimler aranırdı

  1. Ahi görmek,

  2. Şeyh görmek,

  3. Bir adayı eğitip yetiştirmiş olmak.

Demek ki Ahi ve şeyh gözetiminde bu eğitimi almayanlar, bu alanda öğretmen olamazlardı. Bu da Ahilerin eğitime ve deneyime ne ölçüde değer verdiklerini göstermektedir.

Ahilik, kişiye mesleğinde ve ahlaki davranışında yüksek fazilet ve saygınlık verdiğinden, 1230 lu yıllardan, meslek ve sanatın her türlü kontrolünün bu kuruluştan alınıp, meslek ve sanat tutmanın serbest bırakıldığı 1860 lı yıllara dek 630 seneden  çok bir süre, Anadolu Türk’ünün sanat, ticaret ve meslek kuruluşlarını ayakta tutabilmiştir. Ahi Evren’in düzenlemiş olduğu kurallara göre mesleklerin ve sanatların bölüştürülmesinden, malların işlenişine, satılışına dek her tür işlem inceden inceye ayarlanmıştır. Bu kurallar, hem meslek erbabı arasındaki sürtüşmeyi, hem de üretici-tüketici sürtüşmesini, kavgayı ortadan kaldırmıştır.

Ahilik teşkilatına giriş ve derece yükseltme törenleri

Yiğit: İyi ailelerin temiz ahlaklı, 10 yaşından küçük erkek çocukları belirlenerek, bunlara yiğit lakabı verilir.

Yamak:  Bir esnafın yanına yamak olarak alınmak için 10 yaşında olunması, işe devamının baba ya da veli tarafından sağlanması şarttır. Yamağa sadece, çıraklık öncesi mesleki bilgiler verilir.

Çırak:  İki yıl bedava ve düzenli olarak yamaklık eden çıraklığa yükselir. Bu yükseliş bir törenle yapılır. Çırak olacak gencin ustası, kalfaları, velisi, esnaf loncası başkanının dükkanında sabah namazından sonra toplanırlar. Usta yamağın işe bağlılığını ve becerisini anlatır. Loncanın Nakibi , zaviyeye alınacak yamağı herkese tanıtır. Böylece yamak, çırak olarak topluluğa girmiş olur. Lonca başkanı olan şeyh, kendisine ustası tarafından verilmek üzere uygun bir haftalık ücret keser.

Kalfa:  Üç yıl çırak olarak hizmet eden gencin kalfalığa yükseltilmesi, bir törenle lonca odasında yapılır. Törende lonca kurulu tamamen hazır bulunur. Esnaf dışındaki, meslekten olmayan, loncaya kabul edilmiş üstatlar da törene davet edilir. Kalfaların en kıdemlisi hizmet ve rehberlik görevini yerine getirir. Kalfalığa yükseltilecek genç, o gün esnafa mahsus elbiseyi ilk defa giyer. Kendi ustası ile başka üç usta iyi ahlakına tanıklık ederler. Orada bulunan bir hoca dua eder. Daha sonra herkes ayağa kalkar, lonca başkanı Şeyh, peştemal (şed) kuşatır ve kendisine sanat ve ticaret hakkında gerekli öğütleri verir. Yeni kalfanın, üstatların ve büyüklerin ellerini öpmesiyle törene son verilir. Kalfa olan, loncada o gün hizmet ve rehberlik eden kalfa ile birlikte loncadan  çıkar. Lonca önünde toplanan esnaf çırakları, kutlu olsun derler. Yeni kalfa rehberle birlikte doğru üstadının dükkanına giderek, dükkanın önünde durur ve esnafın bütün kalfaları gelip tebrik ederler.

Üstad: Üstatlığa yükselmek için, kalfanın üç yıl kalfalık etmesi, bu süre içinde hakkında hiç şikayet olmaması, kendine verilen görevleri dikkatle yerine getirmiş olması, özellikle çırak yetiştirme hususunda titiz davranması, öteki kalfalarla iyi geçinmesi, sanatına bağlı olması, müşterilere karşı iyi davranması, ayrı dükkan yönetebileceği kanaatini uyandırması ve sermaye durumunun iyi olması gerekir.

Üstatlık törenleri ilkbaharda yapılır. Üstatlığa layık görülen kalfaya en az otuz gün önce kabul kararı bildirilir ve dükkan bulmaya izin verilir. Kalfa dükkanı bulduğunu, kendi ustası aracılığı ile kahya ya bildirir ve tören günü karalaştırılır. Törene, dahili ve harici bütün üstatlar, öteki bütün esnafın kahyaları, memleketin müftüsü ile kadısı da çağrılır.

Kahya köşkünde, esnaf kahyaları ve üstatları iki sıralı çember teşkil ederler. Ön sırada kahya ve onların arkasında üstatlar otururlar. Çemberin ortasına yerleştirilen yuvarlak bir sedir üzerine de kahyaların en yaşlısı ile müftü ve kadılar otururlar. Üstat olacak kalfa, sağında kahyası, solunda ustası olduğu halde meclise girer, oradakileri selamlar. Müftünün işareti üzerine imam bir dua (aşir) okuyarak toplantıyı açar.

Müftü, ticaret, sanat ve çalışma hakkında bazı ayetler, kadı da bu mealde birkaç hadis okuyup anlamlarını anlatırlar. Toplantıya başkanlık eden kahya kalkıp asasına dayanır, yeni üstadı önüne çağırıp, karşısına alır. Peygamberlerin hangisinin hangi sanatın piri olduğunu söyleyip, esnafın silsilesini pirine kadar çıkardıktan sonra, ticarette sadakat ve doğruluk, esnafa, müşteriye saygı duymak, malına hile karıştırmamak, malındaki ayıp ve noksanı satıştan önce alıcıya bildirmek, özetle kimsenin zararına çalışmamak gereğini anlatır. Padişaha itaati, bilginlere saygıyı, halka şevkat ve merhamet duymayı, küçükleri sevmeyi, kimseye eziyet etmemeyi, kalfa ve çıraklarına, çocukları gibi bakmayı öğütleyerek sözlerini bitirir. Bundan sonra üstadı söze başlayarak, yeni bir üstat yetiştirmek amacıyla içtenlikle çalıştığını ve Tanrının yardımıyla bunu başardığını, yeni üstadın her halinden memnun olduğunu bildirir. Yeni üstattan, üstat olabilecek özellikleri kazandığını Tanrı için tanıklık eder ve helallik ister. Ancak bugün, toplantıda konuşabilme yetkisini alan yeni üstat, üstadından kendisinin bir hakkı olmadığını bildirince, üstadı, eski kalfasının arkasını sıvazlayarak şöyle der:

Taşı tut altın olsun, Tanrı seni iki cihanda aziz etsin. Tuttuğun işte hayır gör. Geçenler, erenler, pirler daima yardımcın olsun. Tanrı rızkını bol etsin, yoksulluk göstermesin, sıkıntı çektirmesin. Bilginlerin dediklerini, kahyaların öğütlerini, benim sözlerimi tutmazsan, ana, baba, usta hakkına riayet etmezsen, halka zulüm edersen, kafir ve yetim hakkını alırsan, hulasa Tanrının yasaklarından sakınmazsan yirmi tırnağım ahrette boynuna çengel olsun. 

Daha sonra kalfanın belindeki kalfalık peştemalını (şed) çıkarıp, kendi eli ile üstatlık peştemalını kuşatır. Bundan sonra dua edilir. Yeni üstat birer birer oradaki büyüklerin ellerini öper, dualarını alıp ayrılır.

Köşkün merdiveninden başlayarak üstatlar köşküne kadar iki sıra kalfa , çırak ve yamakların arasından geçer. Tanrı size de nasip etsin diyerek üstatlar köşküne gider. Orada daha önce köşkten çıkan ve yalnız olarak kendisini bekleyen üstadına yetişerek elini öper. Bundan sonra tebrikler başlar. Kahya, o günkü toplantının başkanı, öteki kahyalar ve kalfaların kıdemlilerinden üç, çıraklardan iki, yamaklardan bir kişi sırasıyla gelip üstadı kutlarlar.

Bundan sonra müftü ve kadılara ait minderler serilerek kollarına ikişer üstat geçtiği ve önlerinde bir kahya  ve yanlarında dört üstat ve arkalarında on kalfa ve beş çırak bulunduğu ve en önde esnafın sancağı alışılmış törenle taşındığı halde bir alay teşkil edilerek müftü ve kadı tebrike gelir. Bilginlere saygı dolayısı ile köşktekiler dışarı çıkıp onları karşılarlar, köşke getirip yerlerine oturturlar. Kahve, şerbet ve yalnız müftü ile kadıya çubuk verilir. Tören bittiğinde herkes köşelerine döner. Sonra sırası ile kalfalar, çıraklar, yamaklar tebrik ederler.

Cihangir Gener
11.05.2002

Kaynakça

  1. Eyüboğlu, İsmet Zeki ‘’ Tasavvuf, tarikatlar, mezhepler tarihi ‘’

  2. Fiş, Radi ‘’Bir mutasavvıf, bir ahi hümanisti, Mevlana’’

  3. Gener, Cihangir ‘’ Ezoterik ve Batını Dinler Tarihi’’

  4. Çağatay, Neşet ‘’Ahilik nedir?’’

  5. Cumhuriyetin 50. yılında esnaf ve sanatkar.

 



SAYFA> | 1 | 2 | 3 |

YUKARI

 

| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Turizm | Medya | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |