<%@ Language=VBScript %> İNSANIN HÜRRİYETİ MESELESİ Sayfa 3

 

| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Turizm | Medya | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |

SAYFA> | 1 | 2 | 3 |   

Özetle, evrene dair bir yaklaşım eğer evrenin determinist[1] olmasını gerektiriyorsa, burada hür iradeye yoktur. Meselâ, yalnızca maddeden ibaret ve nedensellik ilişkisine tabi bir evren, determinist olacaktır. Aynı, yarattıklarından ayrı düşmüş bir tanrının eseri evrenin olacağı gibi. Dolayısıyla, hür iradenin varlığı, evrenin determinist olmayan, rasgeleci unsurlar barındırmasıyla mümkündür. Bu da iki türlü olabilir: Madde dünyasındaki nedenselliği reddetmek ya da madde dünyasının dışında, herhangi bir kurala bağlı olmayan unsurların varlığını kabul etmek. Her iki yaklaşım da rasgeleci bir evrene yol açacağından, evrenin bilinemezliğiyle sonuçlanacaktır.[2] Bu vesileyle hatırlatmak gerekir ki, rasgeleci bir evrenin bilinemezliği, determinist bir evrenin illâ ki bilinebilir olduğu anlamına gelmez. İnsanın özgürlük sorunuyla evrenin bilinebilirliği arasındaki ilişki başka bir çalışmanın konusu olabileceğinden, burada değinmeyeceğiz.

Bu makalede değindiğim çeşitli yaklaşımlardan hangisinin doğru olduğunu söylemek şüphesiz bu çalışmanın işi değil. Zaten bunların “doğruluğu, bir bilme değil inanma meselesidir. Tanrıya ve evrene dair soruların klasik mantığın yöntemleriyle ispata tabi olduklarını düşünmüyorum. Ne var ki, bunlardan herhangi birine inanıp kabul ettikten sonra, bu kabulün hür iradenin varlığı sorusuna olan etkilerinin ne olacağını formel mantığın yöntemleriyle tartışmak mümkündür. Makalemizin yapmaya çalıştığı da budur.


[1] Yani önceden tayin edilmiş bir plan dahilinde hareket eden

[2] Yine de aralarında bir fark vardır. Nedenselliğin reddi, madde dünyasının dahi bilinememesiyle sonuçlanır ki bu da bilimin bastığı zeminin kayması demektir. Oysa madde dünyasındaki nedenselliği kabul edip, maddenin dışında rasgeleci unsurların varlığını benimsediğimizde, bilime, sınırlı da olsa, bir çalışma sahası tanımış oluruz. Düşünce tarihinde maddeci ve nedenselliği reddeden yaklaşımlara rastlamamamız bu durumla ilişkili olabilir.

 

KAYNAKÇA
Akev, M. A. (1995), Qu’est-ce qu’il y’avait avant l’univers, İstanbul
Ng, Y. K. (1992), Interpersonal Comparisons of Utility, Social Choice and Welfare, Springer-Verlag
Sanver, M. R. (2000), Işığı Arayanların Hikayesi, Kurtiş Matbaacılık, İstanbul
Saygın, H. (2001), Kader ve irade ya da insanın özgürlük sorunu, www.historicalsense.com

M. Remzi SANVER
23
.08.2001

 



 

 SAYFA> | 1 | 2 | 3 |

YUKARI

 

| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Turizm | Medya | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |