%@ Language=VBScript %>
| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Turizm | Medya | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |
Yaş ve Başarı:
Sanat eserleri yaratmış, bilim alanında büyük keşiflerde bulunmuş, şu ya da bu şekilde dünyaya şekil vermiş ve dünyayı harekete geçirmiş 70, 80 veya daha yaşlı olağanüstü insanlarımızın varlığı bizleri teselli etmektedir. Bunlardan birkaçını sıralarsak :
Sofokles, Oedipus Rex'I 75 yaşındayken yazmıştır.
78 yaşında öldürülünceye kadar, halkının hürriyet ve reform için yapmış olduğu mücadelede destekleyici ve harekete geçirici bir güç olarak hizmet veren Gandhi.
83 yaşında, ölümünden kısa bir zaman önce Faust'un son kısmını tamamlayan Goethe.
83 yaşında Musa ve Tek-Tanrıcılık adlı eserini yazan Freud.
91 yaşında ölünceye kadar verimli olarak resim yapmaya devam eden Pablo Picasso.
97 yaşında ölen ve nükleer silahların saçtığı dehşetten insanlığı kurtarma arayışını dramatize etmek için 89 yaşında hapishaneye girmeyi seçen Bertrand Russel. 80 yaşında Nobel Edebiyat Ödülünü alırken yaptığı konuşmada:
"Fert olarak insan hayatı bir nehire benzemelidir. Başlangıçta küçük, kendi yatağını güç bela dolduran, eski kayaların ve çağlayanların arasından heyecanla geçen bir nehir gibi olmalıdır. Yavaş yavaş nehir daha geniş bir hal alır, kıyıları birbirinden uzaklaşır, sular çok daha sakin akmaya başlar ve sonunda, gözle görülebilir bir kopma olmaksızın denize karışır ve kendi benliklerini kaybederler."
Yaşlandıkça neler kaybediyoruz ?
Yaşımız ilerledikçe meydana gelen hafıza kayıpları, sistemin dolmaya başlaması tarzında izah ediliyordu. Bugün ise, hafıza kapasitemizin ancak bir bölümünü kullandığımızı, eğitimle bu kapasiteyi arttırabileceğimizi, kayıpları yine eğitimle ve tekrar ile azaltabileceğimizi ve yavaşlatabileceğimizi biliyoruz. Buna rağmen yaşlanmayla sinir sistemimiz, önceki yıllara oranla biraz daha yavaş, biraz daha dalgalı çalışmaya başlar. Ancak isimleri hatırlayamama, beynimizin zengin, sağlıklı bir iletişim ağına sahip olduğunun bir göstergesi olabilir. Çünkü bu bağlantılar birbirleriyle yarışmaya girmekte ve bazıları baskılanabilmektedir. Unutmamamız gereken bir gerçek de, yaş ilerledikçe beynimizin fiziksel olarak yıprandığı bir vakıadır. Bilim adamları, hayata ihtiyacımızdan daha fazla nöronla başladığımızı, beynimizdeki hücrelerin, birbirlerini takviye edecek şekilde sıralar oluşturduğunu ve savaşta askerlerini kaybeden fakat muharebe için yeni gruplar ve ihtiyat birliği oluşturan bir ordu dibi davrandığını söylemektedirler.
Yaşlandıkça neler kazanırız ?
Yaşlanmayı, hep fiziksel bir çöküş ve geriye gidiş olarak algılamak gerekmez. Nice yaşlı kişiler gençleri alt edebilecek yeteneklere sahiptir. Yaşlı beyinler daha geniş bir kelime haznesine, yazılı metinleri daha iyi anlama ve olayları daha geniş açıdan yorumlama özelliğine sahiptirler.John Hopkins Üniversitesi Tıp Fakültesi Geriatri Nörolojisi Doçenti Cladudia H.Kawas, "80 yaşındaki bir gruba belirli bir günde bir numaraya telefon açmalarını söyleyin. Bunlar bu işi gençlere göre daha iyi becereceklerdir. Çünkü yapılacak işlerin listesini tutmak gibi daha etkin stratejiler geliştirmişlerdir kendilerine göre" diyor. Kawas yaşlanmayı "uyum kaybı" olarak tanımlıyor ve ilave ediyor: Görevlerinizi başarabilecek yeni yaklaşımlara uyum sağlayabildiğiniz ölçüde, başarılı bir yaşlısınız."
Yapılan bir araştırmada, her üç kişiden ikisi yaşlanmayla birlikte meydana gelen doğal hafıza kaybının farkına varamamaktadır. Ve yine birçoğumuz seyrettiğimiz filmdeki oyuncuların isimlerini hatırlayamama veya bazen arabayı parkettiğimiz yeri unutma gibi belirtilerle başlayan ve sinsice ilerleyerek entellektüel yeteneklerin kaybı şeklinde karşımıza çıkan Alzheimer hastlığının farkına varmayız. Uzmanlar bu iki durum arasındaki ince çizgiyi şu şekilde belirtiyorlar: Anahtarları bıraktığınız yeri unutmanız önemli değildir. Fakat onları bulduğunuzda oraya koyduğunuzu hatırlamıyorsanız bir problem var demektir. Veya annenizin pişirdiği pastayı size ikram etmeyi unutması önemli değildir. Fakat pasta yaptığını unutması durumunda alarm çanları çalıyor demektir.
Sinir hastalıkları uzmanları herhangi bir yaşta sağlıklı bir beyin için şu önerilerde bulunmaktadırlar:
Daha az yiyin: Beynimiz, tüm vücut dokuları gibi kalori yakar. Hücrelerimiz daha az kalori yakarak DNA veya mitokondrimizi (hücre içinde enerji üreten küçük mutfaklar) hasara uğratan serbest oksijen radikalleri olarak adlandırılan zararlı maddeleri daha az üretecektir.
Zaralı maddelerden uzak durun: Aşırı aklol ve ilaç bağımlılığı beyin hücreleri için zararlı olmaktadır.
Kendinizi geliştirin: Yeni yetenekler kazanmak ve hafızanızı canlı tutmak için zihinsel eksersizler yapmak ( bulmaca çözme, şiir gibi belirli metinleri hatırlama,vb.) beyin hücreleri arasındaki bağlantıyı arttırmaktadır.
Kendinize daha fazla güvenin: Kendinizi başarılı olacak şekilde planlayın. Kendi hayatınızı kontrol altında tuttuğunuza inanıyorsanız beyin kimyanız da düzelecektir.
Antioksidanlı maddeler alın: E ve C vitaminleri, toksik serbest radikalleri parçalayarak sinir hücrelerinin hasarını önleyebilmektedir.
Yaşlılık
üzerine yapılan bazı bilimsel çalışmaların sonuçları değerlendirildiğinde,
yaşlanmayı durduramayacağımız fakat erteleyebileceğimiz gerçeği ortaya
çıkmaktadır. Buğün için bilim adamlarının üzerinde durduğu konu; uzun
yaşamanın değil "sağlıklı ve başarılı yaşlanmanın" önemli
olduğudur. Başarılı ve sağlıklı yaşlanma, aktivite ve ilişkilerimizle
yakından ilgili ve kontrolümüzde olan bir çok faktörü içermektedir. Aşağıda
belirtilen ve hepimizin de çok yakından bildiğimiz ancak uygulamakta bilinçsizde
olsa istekli davranamadığımız unsurlar faydalı olabilir
EĞER:
Sigara içmezseniz,
Dengeli beslenir ve istenilen kilonuzu muhafaza ederseniz,
Düzenli eksersiz yaparsanız,
Düzenli olarak sağlık check-up'ınızı yaptırır, bir sorun saptandığında doktorunuza başvurur ve doktorunuzun tavsiyeleri doğrultusunda ilaç kullanırsanız,
Aile ve arkadaşlarınızla sağlıklı ilişkilerinizi muhafaza ederseniz,
Dinlenmeye ve yeterli düzeyde uykuya vakit ayırırsanız,
İş, eğlence ve sosyal aktivitelerde canlı ve aktif kalabilirseniz,
Alkollü içecekleri ılımlı düzeyde kullanır ve alkollü iken araç kullanmazsanız,
Uzun süre Güneş ve aşırı soğuğa maruz kalmaktan sakınırsanız,
Hayata karşı yapıcı ve olumlu bir tutum içinde davranıp, sizi mutlu eden şeyleri ortaya çıkarıp, YAPARSANIZ.
Hepimize, sağlıklı, mutlu ve olabildiğince uzun bir yaşam dileğiyle…
Halit
YILDIRIM
02.01.2002
KAYNAKCA :
Yaşama
sanatı
: Andre MAUROİS
Düşünce
Tarihi
: Orhan HANÇERLİOĞLU
İyi
ve uzun bir hayata doğru
: Morton PUNER
Biyolojik
Bilimler Araştıma ve Geliştirme A.Ş.-H.E. (Yaşlanma)
| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Turizm | Medya | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |