%@ Language=VBScript %>
| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Seferler | Hisler | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |
Konfüçyüs kendisini eski bilgelerin bir devamı ve onların doktrinlerinin bir yaygınlaştırıcısı sayar. Eserlerinde ve öğretilerinde evrenden ayrı bir tanrı her çeşit tensel şekillerden arınmış bir ruh ve bir ahret hayatı kabul ettiğine rastlanmaz. O, sosyal gerçeklere önem veren, her çeşit mistik eğilimlerden uzak bir devrimciye benzer. Kendisini peygamber olarak sunmamış, hiçbir mucizeye değer vermemiş olmasına karşın, O'nun sistemi Çin'de, Çin kültür ve uygarlığına bağlı doğu illerinde dinsel bir değer kazanmış ve kendisi nitelikle yüceltilmiştir.
Konfüçyüsçülük (Confucianisme), Konfüçyüs'ün öğretilerine dayandırılan ve Çin halkının iki bin yıl boyunca sürdürdüğü yaşam biçimi, dünya görüşü, siyasal ideoloji, toplumsal ahlak anlayışı ve bilim geleneğidir. Batılılarca geliştirilen Konfüçyüsçülük teriminin Çincede karşılığı yoktur, Konfüçyüsçülükle ilgili ilk bilgiler Avrupaya Marco Polo (1254-1324) aracılığıyla ulaştı. 17. yy'da Çin'e yerleşen katolik misyonerler Konfüçyüsçülük'ün Batı'da tanınmasını sağladılar, Konfüçyüs adının incedeki özgün biçimi (Kongfuzi)'yi Latinceleştirerek (Confucius) batıya aktardılar. Konfüçyüsçü geleneğin (ikinci bilgesi) olan (Mengzi)'yi de (Mencius) adıyla tanıttılar.
Konfüçyüs'ün, (Lu) vilayetinde bir gezinti yaparken, kendisinden 54 yıl önce doğmuş olan Lao-Tse ile görüştüğü rivayet edilir.
Netice olarak şuraya varabiliriz; Gerek Lao-Tse, gerekse Konfüçyüs, eski Çin geleneklerinden esinlenerek ve daha çok insan ahlakı ve toplum kurallarını öngören ilkeler ve öneriler getirmişlerdir. Diğer din kurucularından farklı olarak doğa üstü ve doğa dışı, yapıcı ve yönetici bir güçten bahsetmemişlerdir. TAO veya GÖKYÜZÜ deyimleri ile tüm doğayı kapsayan, bilinemeyen bir güçten söz etmişlerdir. Metafizik görüşlere ve düşünülere değinmekten gereğince kaçınmışlardır. Tüm Çin felsefesinde de ilk nedeni ya da yaratıcı gücü anlatmak için bir terim yoktur. Tanrı adı da yoktur. Çin'de hiçbir doktrinin vahiy yolu ile geldiği ya da ilham eseri olduğu ileri sürülmemiştir. Kişisel bir tanrı adı üzerinde de bir tartışmaya, incelemeye rastlanılamaz. Çin'de kilise, cami, havra gibi tapınaklar da yoktur. Din ve mezhep çatışmalarının olmayışı ve bütün Çinlilerin Taoizm, Konfüçyanizm ve Budizm gibi muhtelif din anlayışları içinde oldukları halde birbirleri ile çatışmamalarını da kurucularının aynı temelde birleşmiş olmalarında görürüz.
Taoizm ve bundan doğduğuna inanılan Budizm ile Konfüçyanizm arasındaki esas ayrıntıları şöyle açıklamak mümkündür:
Taoizm'de asıl olan Birey'dir. Her şey Birey için, Bireyin mutluluğu İçin yapılmalıdır. Hatta hükümdarlar bile bireyin mutluluğuna uğraşmalıdır. Bireylerin tümünün mutluluğu toplumun da mutluluğu olacaktır. Onun için Bireyler hiçbir çaba harcamamalı, gereksiz bilgi ve isteklerde bulunmamalıdır. Tao onlara her şeyi vermiştir. Onunla yetinmelidir. Hükümdar ve yöneticiler adalet ve sevgi ile onları yönetmelidirler.
Konfüçyanizm'de ise asıl olan Toplum'dur. Toplumun hatta insanlığın mutluluğu için çalışmalıdır. Bireyler toplumu mutlu kılmak için kendilerini eğitmeli ve yakınlarını, ilişkili oldukları kimseleri yüceltmeli ve topluma kazandırmalıdır. Bu onların görevleridir. Bu görev kendilerine doğuştan ve gökyüzünden verilmiştir. Hükümdar ve yöneticiler de Bireyleri toplum içinde topluma yararlı olacak yönde yetiştirmeli ve onları sevgi ile doğruluk ve adaletle yönetmelidirler.
LAO-TSE'NİN DÜŞÜNCELERİ HAKKINDA ÖZDEYİŞLER (VECİZELER):
İnsanlar, takdir olunmazlarsa asla birbirleriyle çekişemezler.
Büyük adamların olgunlaşmaları, kendi çıkarlarını düşünmediklerindendir.
Düşüneceğin şey, daima derin ve yetkin olmalıdır.
Kendine olduğu kadar da dünyaya değer verene herkes güvenir.
Akıl ve insanlık varolduğu zaman, büyük yalanlar meydana gelir.
Fena insanlar, iyi insanların sermayesidir.
Zeki, başkalarını bilendir, kendini bilen ise akıllıdır.
Tutkulara itaat etmekten daha büyük bir yanılma olamaz.
Çok bilenler konuşmaz, çok konuşanlar bilmez.
Felaket daima mutluluğu gözler.
Başlangıca olduğu gibi sonuca da dikkat edilirse, yapılan işlerde hiç yanılma olmaz.
Gerçekten değerlendirdiğim üç hazinem vardır: Birincisi sevgi ve nezaket, ikincisi tasarruf, üçüncüsü alçakgönüllülüktür.
Bilmediği bir şeye biliyormuş gibi bakmak bir hastalıktır.
KONFÜÇYÜS'ÜN DÜŞÜNCELERİ HAKKINDA ÖZDEYİŞLER:
Zalim bir hükümet, yırtıcı bir kaplandan daha vahşi ve korkunçtur.
Mustarip insanları bırakarak kimlerle geçineyim?
Bilimin beslemediği düşünce, pek tehlikelidir.
Kendine yapılmasını istemediğin şeyi, başkasına yapma.
İyiye iyilikle, kötüye adaletle davranınız.
Birbirinizi seviniz.
Tehlikeleri olmayan hiç bir erdem yoktur. Bu tehlike, erdemi boşu boşuna sarf ettiğimiz zaman belirir.
Gökyüzüne karşı günah işleyenlerin duasını hiç kimse dinleyemez.
Bilgelik, insanların birbirine yaraşan ödevleri ciddiyetle yapmak, manevi varlıklara saygı göstermekle birlikte, onlardan uzak kalmamaktır.
Tüm varlıkların ebedi yaratıcısından başkasına tapmak zorunda değiliz.
Bilmedikleri şeyleri, bildiklerini iddia etmeyenler hoşa gider.
Filozof olmak iyidir, fakat adil olmak daha iyidir.
Hoş görme duygusu, en çok saygıya değen bir erdemdir.
Fenalık yapmamak yetişmez, iyilik de yapacaksın.
Bir yengece doğru yürümesini öğretemezsiniz.
Anlamak istemeyene hiçbir şey ögretemem, düşüncesini dile getirmek niyetinde olmayana da yardım edemem.
Seçkin kişi nefsini aklıyla idare eder, bayağı kişi aklını nefsiyle yönetir.
Adalet kutup yıldızı gibidir her şey onun çevresinde döner.
Bilgi insanı kuşkudan, iyilik acı çekmeden, kararlı olmak da korkudan kurtarır.
Mesele, bu alemin nasıl yaratılmış olduğunda değil, onu bizim nasıl idare ve tanzim edeceğimizdedir.
Ben; insanla tanrı, insanla dünya ötesi ilişkileri değil, insanla insan arasındaki ilişkileri ve ortak yaşamı en olumlu düzeyde sürdürecek öğretiyi ortaya koyuyorum.
15.06.2003
Fikret Hızlıalp
KAYNAKLAR:
Meydan Larousse Ansiklopedisi
Ana Britannica Ansiklopedisi
Cemil SENA - Filozoflar Ansiklopedisi
İyi vatandaş, İyi insan - Hasan Ali YÜCEL
Konfüçyüs - Konuşmalar (Lun-Yü) - Muhaddere Nabi Özerdim - İkinci baskı (Devlet kitapları)
| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Seferler | Hisler | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |