<%@ Language=VBScript %> İNSANIN HÜRRİYETİ MESELESİ Sayfa 1

 

| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Turizm | Medya | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |

SAYFA> | 1 | 2 | 3   

Sn M. Remzi SANVER'e gönülden teşekkürlerimizle,

 

İNSANIN HÜRRİYETİ MESELESİ

Hür irade var mıdır?

Bir başka deyişle, insan, hiçbir dış gücün etkisi altında kalmadan karar veren bir “kendisi”ne sahip midir?

Bilmiyorum. Bilen olduğunu da düşünmüyorum. Bununla birlikte, bu soruya verilecek cevabın, tanrı kavramını algılayışımızdan bağımsız olmadığını biliyorum. Daha açık ifade edecek olursam, hür irademizin olup olmadığı sorusunun cevabının, doğrudan tanrının var olup olmadığına ve eğer varsa niteliklerine bağlı olduğunu düşünüyorum.

Tanrının varlığını ve niteliklerini tartışmak bu makalenin işi değil. Dolayısıyla, hür irademizin olup olmadığına da bu makale herhangi bir cevap getirmeyecek. Bu çalışmanın hedefi, tanrının varlığı sorusuna getirilebilecek muhtelif cevapların, hür iradenin varlığı sorusununkileri nasıl etkileyeceğini ele almak ve böylece mukayeseli bir tahlil yapmak. Bu tahlili yaparken, bir önkabulüm olacak: Madde dünyası nedensellik ilişkisi üzerine kuruludur. Bir başka deyişle, evrende maddeye dair her sonucun bir sebebi vardır. Aynı sebep, tıpatıp aynı şartlar altında, her zaman aynı sonuca yol açar. Yani, evrendeki maddi her değişim, evrenin kanunlarına uyarak ortaya çıkar.[1] 

İşte bu önkabul altında, ortaya atıp, sırasıyla tartışacağımız iki önermemiz olacak:
(i)    Hür iradenin varlığı için tanrının varlığı gereklidir.
(ii)   Hür iradenin varlığı için tanrının varlığı yeterli değildir, tanrının niteliklerine bağlıdır.

Hür iradenin varlığı için tanrının varlığı gereklidir. Bunun mefhum-u muhalifi,[2] eğer tanrı yoksa hür iradenin de olamayacağıdır. 

Böyle bir önermeyi tartışmadan önce, “tanrı var” ya da “tanrı yok” ifadelerini tanımlamak gerekir. “Tanrı var” derken kastedilen, tanrıya herhangi bir vasıf atfetmeksizin, evrende maddenin dışında bir kavramın/gücün varlığıdır. Yani evren maddeden ibaret değildir. “Tanrı yok” ifadesiyse, materyalist bir evren tasavvurudur. Buna göre, evren maddedir. Evrendeki herşey, maddenin basit ya da karmaşık formlarıdır. 

İlk önermemiz, yaptığımız bu tanımların doğal bir sonucu olarak ortaya çıkıyor: Eğer tanrı yoksa, yani evren maddeden ibaretse, nedensellik ilişkisi dolayısıyla, madde dünyasının her anı, evrenin değişmez kaideleri çerçevesinde, bir sonraki anını tespit edecektir. Aynı her anının, bir önceki anı tarafından tespit edilmiş olduğu gibi. Bunu ezele kadar geri götürmek mümkündür. Dolayısıyla, evrenin, ezelden yazılmış bir kaderi vardır. Bu kaderin yazarı da madde ve maddenin tabi olduğu kurallardır. İnsan da buna istisna teşkil etmez çünkü zihin ve bilinç de neticede maddenin karmaşık formlarıdır.


[1] Eğer nedenselliği reddedersek, madde dünyasında rasgeleciliği, yani sebepsiz sonuçların varlığını kabul ediyoruz demektir. Maddenin nedenselliğe mi yoksa rasgeleciliğe mi tabi olduğu ispat edilmiş değildir elbette. Ne var ki rasgelecilik, ya kuralları değişken ya da kendi kurallarına uymayan bir evren manasına gelir ki bunların her ikisi de evrene “dışarıdan” müdahaleyi gerektirir. Böyle bir evrenin insan tarafından bilinmesi mümkün değildir.

[2] Formel mantıktaki söylenişiyle “contrapositive”i, yani önermenin denginin kavramların olumsuzlanmasıyla söylenmesi

Devamı

 



SAYFA> | 1 | 2 | 3 |

YUKARI

 

| Ana Sayfa | Hatırladıklarım | Fener | Pınar | Turizm | Medya | Linkler | Arşiv | Bize Ulaşın |